- girmemek
- v. (neg. form of girmek) keep out
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
kesesine bir şey girmemek — bir yarar veya çıkar sağlamamak Bunda benim keseme bir girecek yok ki sana yalan söyleyeyim. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulağına girmemek — söylenilen sözlere önem vermemek, söylenenleri anlamamak, benimsememek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafasına girmemek — anlayamamak, kavrayamamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafasına söz girmemek — 1) çok aptal veya inatçı olmak 2) önemsememek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözüne uyku girmemek — uyuyamamak, uykusuz kalmak Uykum kaçınca aklım bir şeye takılır ve o takıntıyı savuşturuncaya kadar gözüme uyku girmez. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafa — is., Ar. ḳafā 1) İnsan başı, ser 2) Hayvanlarda genellikle ağız, göz, burun, kulak vb. organların bulunduğu vücudun en ön bölümü 3) Çocuk oyunlarında kullanılan zıpzıp taşının veya cevizin büyük boyu 4) Mekanik bir bütünün parçası Distribütör… … Çağatay Osmanlı Sözlük
duralamak — nsz Duraklamak Yeni gelen üç kişi bir an girmekle girmemek arası kapının içinde duraladılar. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kese — 1. is., Far. kīse 1) Cepte taşınan, içine para, tütün vb. konulan, kumaştan veya örgüden küçük torba Boynundan bir kese çıkardı fakat içine bakmadan ani bir fikirle yüzü kızardı. H. E. Adıvar 2) sf. Bu küçük torba miktarında olan Üç kese tütün.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulak — 1. is., ğı, anat. 1) Başın her iki yanında bulunan işitme organı Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum. H. C. Yalçın 2) anat. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü Elleriyle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
okulu asmak (veya kırmak) — okuldan kaçmak, derslere girmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük